yeşilçam imamları

Belki burada anlatmaya çalışacağım konu, toplumda çoğu kişinin farkında olmadığını düşündüğüm bir mesele.
Özellikle Kemal Sunal filmlerinde gördüğümüz, bizimde yeri gelince farkında olmadan gülerek izlediğimiz din adamları tiplemeleri. Şu zamanda algı dünyasında yaşadığımızı unutmadan olaya yüzeysel değinmek istiyorum.

Yıllardır yeşilçam kültürü tarafından toplumun zihnine kazınmaya çalışılmış bir din adamı tiplemesi var.
Bu dizi-filmlerde din adamları; herkese elinde tespihle dolaşarak “kafir, yanacaksın” diyen, pis ve dağınık bir takma sakalı bulunan, kirli beyazdan bir sarığı olan, sahtekarlık ile cebini dolduran, cin çıkarma işleri ile kadınlara tacizde bulunan, camiye gelen çocuklara küfür edip dayak atan eli sopalı şalvarlı tipler olarak tanıtıldı. Toplumu yobazlığa sürükleyen bir tip olarak önümüze çıkartıldı.

Daha sonra izleyici olan topluma ” Al bu sakallı tipler hepsi böyle “ tarzında birçok genelleme yaptırıldı. Yıllardır topluma bu din adamı profili empoze edildi, din ve islamofobi bu şekilde beyinlere işlendi.

(Bazen bu dizilerde/filmlerde bunun tam zıttı olarak, saf ve herkes tarafından dalga geçilen bir karakter tiplemesi de karşımıza çıktığı oluyor.)

Diğer taraftan yabancı dizi filmlere bakıldığında ise kendi din adamlarını, papazlarından hahamlarına, haç işaretlerinden vaftizlerine kadar süsleyerek gözlerimize soktular. Yine aynı dizi filmlerde; Papazlar, Rahibeler sanki birer melek veya insanüstü varlıklar gibi tasvir edilirken, Yeşilçam kafasının imamlara böyle aşağılık bir profil giydirmesi çok düşündürücüdür.

Bir proje olarak Yeşilçam’da ve halen birçok dizide topluma empoze etmek istedikleri tek şey batının ahlaksız yaşam tarzı.

Halen de dizi film sektörü üzerinden inanılmaz bir misyonerlik faaliyeti yürütülüyor.

Son olarak eklemek istediğim bu dizi filmlerde kullanılan isimlere ve bu isimlerdeki kişilerin oynadığı karakterleri bir düşünürsek nasıl bir toplum mühendisliği olduğunun farkına daha kolay varabiliriz. ( Örnek : Recep, Şaban, Ramazan, Gaffur.. )

Kısacası dinimizi ve din adamlarımı kötülemek, yerden yere vurmak bir batıcılık değildir.

Yanılıyoruz.