Srebrenitsa’yı Biliyor Musun ?
Srebrenitsa kimimiz yeni duyuyor, kimimiz ne olduğunu öğrenince “bu kadar olduğunu bilmiyordum” diyor. Evet çoğu kişi Bosna’da Sırpların yaptığı kahpelikten haberdardır fakat ne kadar ?
İnsanın okumaya, duymaya dayanamadığım şeyleri, savunmasız binlerce çocuğun, kadının, dedenin, ninenin yaşadığını bilmek.. Kimileri sadece 11 temmuzda hisseder yaşananları, kimi yıl içinde alakasız günlerde de.. (Yazıyı okuduktan sonra, eklenen video’yu da izlemenizi tavsiye ediyorum. Çok uzun sayılmaz fakat emin olun Srebrenitsa denilince artık neymiş o demezsiniz.)
Srebrenitsa, Bosna Hersek’in doğusunda sırbistan sınırına 10 km. uzaklıkta bir Müslüman Boşnak kentidir.
Avrupa’nın ortasında 2 milyona yakın Müslüman nüfusun varlığından korkan BM, Nato ( tabi bizimde BM ve Nato üyesi olduğumuz unutulmamalı ) ve Amerika ilk defa büyük bir çıkar uğruna güç birliği yaptı ve etnik temizlik için kolları sıvadı.
Öylesine adice bir etnik temizlik planlandı ki bu Radko Mladic ve Radovan Karadzic köpekleri büyük abilerinden aldıkları emirleri harfiyen yerine getirdiler!
Önce etnik temizlik için çetnik denilen gruplar oluşmaya başladı. Müslüman avına çıkan bu gruplar zamanla tüm ülke geneline yayıldı. Ülke iyice karışmaya başlayınca kahpe oyun için düğmeye basıldı.
O sırada Müslüman Boşnakları Hollanda askerleri, BM tarafından “güvenli bölge” olarak gösterdikleri Srebrenitsa’ya götürmeye başladılar, silahlarını ellerinden aldılar. Silah dediler, kesecek meyve bulamadıkları meyve bıçağına varıncaya kadar aldılar. Nede olsa güvenli ya bölge burası(!)
Boşnaklar Hollandalı askerlere emanetti fakat Boşnaklar buranın aslında bir soykırım kampına dönüşeceğini bilmiyordu.
BM açıklama yapıyor halka, artık BM güvencesi altındasınız diye.
Hollanda’nın kahpeliği burada yine devreye giriyor ve Müslüman Boşnakları Srebrenitsa’ya topladıktan sonra tüm askerleriyle çekiliyor. Hemen ardından 11 Temmuz 1995 günü Radko Mladic ve Radovan Karadzic köpekleri, Birleşmiş Milletler tarafından “güvenli bölge” ilan edilen ve silahsız bölge Srebrenitsa’ya giriyor, soykırım başlıyor.(Hollanda askerlerinin, Boşnak halkı bu köpeklere nasıl teslim ettiği, nasıl hediyeleştikleri yazının sonundaki videoda mevcut)
Radko Mladic, Srebrenitsa’ya girer girmez söylediği sözleri buraya aynen yazıyorum;
Şu anda 11 temmuz 1995. Sırp şehri srebrenitsa’dayız. Tam da büyük sırp bayramı arifesinde. Srebrenitsa’yı sırp milletine armağan ediyoruz.
Türklere olan isyanın anısına, Müslümanlardan intikam almanın vakti geldi.
Bu kin, nefret nereden geliyor. Aslında bu kin, nefret sadece sırpları ifade etmiyor, bütün batı ve hristiyan dünyasının bizler hakkındaki asıl düşüncelerini ifade ediyor. ( Yine bu sözler de aşağıdaki videoda yer almakta )
Tecavüzler, 2 günlük bebekten 102 yaşındaki dede nineye varıncaya kadar kıyımlar.
Öyle bir soykırım, öyle acı bir katliam ki yaşananlar.. Orta çağ Avrupası değil, 1995 Avrupasında ! Avrupa’nın göbeği denilebilecek bir yerde, üstelik güvenli bölge ilan edilen bir şehirde yapılmış ve Avrupanın görüp görebileceği en hayvani soykırım..
Resmi kayıtlara göre 10.000’i ( Resmi olmayan 30.000 ) aşkın Müslüman Boşnak; adice, şerefsizce, kahpece, sistemli bir şekilde katledildi ! Katledildi diyorum fakat Srebrenitsa; medeniyet ve özgürlük naraları atan Avrupanın gözü önünde yapılan bir katliam değil, soykırımdır. Çünkü çünkü katliam boyutlarını çoktan aşmıştır
Uzak değil yaşananlar, 19 yıl öncesinde oynandı bu kahpece oyunlar. Çok gariptir ki, ne doğru dürüst anılır, ne de lafı geçer. Tatta, sırbistan bu kara lekeden aklanmaya bile çalışılır, hatta resmi olarak aklanmıştır bile. Sırbistan sorumlu tutulmamaktadır bu katliamdan.
[ayrac][/ayrac]
BM ve Nato üyesi bir ülke olarak bizim de seyirci olarak yerimizi almışız… Türkiye bu yapılanların neresindeydi, olanlar karşısında neden sesini çıkarmamış, niye engel olamamış merak ediyorum. Ayrıca bunlar yaşanırken Türkiye’ye hiç olmadığı kadar soru gelmiş, tecevüze uğrayan Boşnak halkından; “ çocukları aldıralım mı, doğuralım mı ?” diye. Varın siz düşünün bu haldeyken Bosna’ya sırtını dönen siyasetçilerimizi.
Üzülerek fark ediyoruz ki, yüzyıllardır zalimler hep aynı, tüm dünya değişiyor da bir tek zalimler değişmiyor, galiba en kötüsü de bu.
Son olarak;
Aliya İzzetbegovic komutasındaki Boşnak ordusunu silahsızlandıran Hollanda askerlerine,
türlü tecavüz ve işkencelerle zulmü gerçekleştiren sırp çetnik güçlerine,
dedelerimizin mirasına sahip çıkmayan siyasilerimize,
bu kasapları saklayan sırp halkına mensup paramiliter güçlere,
dünya’da nefes alan her Müslümana ölümü hak gören sapkın siyonist faaliyetlere Allah’ın gazabını dilemek,
Cennet mekan Aliya İzzetbegovic’e de Allah’ın rahmetini dilemek; boynumuzun borcu olsun…
Sözün bittiği yer diye bir yer var ya işte orası tam da Srebrenitsa... Söze ne hacet, gözler yeterince konuştu ve susmuyor işte.
Arakan - Gazze - Çeçenistan - Myanmar ve daha sayamadıklarım ne yazıkkı tarihte örneği çok. Bir gelecek tek tek hesapları sorulacaktır. “Herkim bir mü’mini kasten öldürürse onun cezası, içinde devamlı kalacağı cehennemdir! Allah ona gazap etmiş, lanet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.” Nisa 93