sivrisinekDün gece yatağıma yattım aradan 5 dk geçti ki yüksek irtifadan uçan bir sivrisineğin varlığını fark ettim. Belki sivrisinek değildir diye içimden geçiriyordum ki o pisikolojimi alt üst eden sesini kesin olarak duydum. O an imkanım olsa sormak isterdim “ şimdi mi ısırırsın, sabaha mı bırakırsın ? “ diye. İçinde bulunduğum o durum, kendimi kurbanlık koyun gibi hissetmeme neden oldu. Başlarda pes etmedim, o kadar uykum olmasına rağmen birkaç kez o sinirle kalkıp ışıkları açtım. Kendisini bulmaya çalıştım ama nafile.
Işıkları açınca anında ortadan kayboluyor. Ama ışıkları kapatınca aradan 5 dk geçmeden yine kontrol uçuşlarına başlıyor.
Resmen “ hadi uyu da bi emdireyim şöyle ohh “ diye sinsi planlar yapıyor. Öyle bir ısrarcı ki sanki beni ısırmaya yemin etmiş..

Minicik bişey ama tam bir strateji dehası. Bi yaklaşıyor bi uzaklaşıyor uyuyup uyumadığımı kontrol ediyor. Ani bir hareketimde ortadan kayboluyor. Belki de dalga geçiyor benimle. Çünkü çok iyi biliyor ki şu sıcak günlerde üzerime tamamen pikeyi örtüp uyuyamam.
Ama dün uykusuzluktan dayanamadım pes ettim. Bu zamana kadar olan bütün mücadelelerimi bir kenara bıraktım, birer bacağımı ve kolumu pikenin bir kenarından çıkarttım. Resmen kanımla rüşvet verdim. “ Al lan em, istediğin kadar em yeter ki vızıldama” dedim. Fakat böyle bir anlaşma sağlayacak sivrisinekler bu devirde o kadar az ki. Aç gözlü hepsi.. Sanmayın ki asgari miktarda kanı emeyim gideyim derdinde bunlar.

Hatta öyleleri var ki, bir gecede maksimum kaç yerden sokabilirim yarışına girmiş sanki. Uyandırayım bi dönsün şuradan emeyim, bidaha uyandırayım dönsün bide buradan emeyim gibi değişik heyecanlar arayanları var. Dün odamda bulunan da işte tam bu karakterde olan bir sivrisinekti. Şu anda sayabildiğim kadarıyla 9 yerimdem ısırmış. Kol ve bacaklarımda sondaj çalışması yapmış. Şu anda kendimi ‘Eyüp Sabri Tuncer’in akrabası gibi hissediyorum.

Yok yani şimdi gideceğim kızılaya, çektireceğim bir ünite kan, atacağım önlerine “alın ve susun” diyeceğim o olacak.